Pardus

Yıllar yılı bilgisayar kullandığımızı sandık. Bir işletim sisteminin bizi kullandığını bilmeden…Güç düğmesine basıp da makinemizi açtığımızda gördüğümüz şeyin bilgisayar olduğunu düşündük. Oysa yanıldık. Yıllar yılı yanıldık son kullanıcılar olarak. Bir bilgisayar satın aldığımızda içinde yüklü olarak gelen işletim sisteminin, hegemonyasını dikte ettirici baskınlığı sebebiyle ilk bilgisayarımızdan bugüne, at gözlüğümüzle, bilişimin kıyısına gittik gittik geldik. Ta ki Pardus doğuncaya kadar…Bu ülkenin topraklarından dünyaya yayılan o güzellikle tanışıncaya kadar. Peki ama nedir bu Pardus?

Tabi ki açık kaynağın, özgür yazılımın doğuşu Pardus’la olmadı. 1991 yılında Linus Torvalds isimli Finli bir üniversite öğrencisinin, kendi deyimiyle “eğlence için” yazdığı bir çekirdekten bugünlere geldik. Linux dediğimiz olgu, bizim bildiğimiz işletim sisteminden farklı olarak, kaynağı açık, herkesin kurcalamasına, geliştirmesine imkan veren, defalarca yeniden türetilebilen, kendinize göre şekillendirebileceğiniz bir tohumcuk aslında. Biz son kullanıcıların “işletim sistemi” olarak gördüğümüz dağıtımlar da işte bu tohumcuğun üzerine inşa edilen sistemler.

Pardus da Linux çekirdeği üzerine inşa edilen yüzlerce farklı dağıtımdan yalnızca biri. Ama onu diğerlerinden ayıran özellikleri var. Tüm diğer Linux dağıtımları gibi ücretsiz ve açık kaynaklı olmasının yanı sıra tam bir Türkçe desteği verme, rakip diğer işletim sistemlerinden daha kolay kurulabilen ve kullanılabilen bir sistem olma gibi hedefleri var. Pardus yazılımda ulusal bağımsızlık ve güvenlik ihtiyacımızı giderebilecek bir işletim sistemi. Ülke içinde değerlendirilebilecekken, boş yere, lisans için harcadığımız milyonlarca TL tutarındaki zenginliğimizi koruyabilecek bir değer.

Şimdiye kadar pek çok sürümünü para ödeyerek kullandığımız ve kapalı kodlu olması sebebiyle içinde neyin nasıl çalıştığını asla bilemediğimiz işletim sistemlerimizde yapabildiğimiz her işi daha iyi yapmamıza olanak sağlayan ve bunun için de cebimizden tek kuruş çıkmasına sebep olmayan Pardus’u, son dönemlerde artan kullanıcı kitlesinin etkinlikleri ve bilgisayar dergilerinin nispeten artan duyarlılıkları sayesinde daha sık duyar olduk.

Pardus, ülkemizde yazılım alanında yeni bir dönemin başlamasına yol açtı. İşletim sistemlerinin kendilerine sağladığı esneklikten daha da fazla yararlanmak isteyen pek çok son kullanıcı yazılımcılığa merak sardı. Sıklıkla şikayet ettiğimiz, bize “burası Türkiye, Türk işte ne olacak” dedirten, şikayetçi olduğumuz özelliklerimizin aksine elimizdekiyle en iyisini nasıl yapacağımızı merak eder, kurcalar bir hale büründük.

Ve nihayet, kamu kurumlarında da yaygınlaşmasıyla devletimizin de harcama kalemlerinde büyük iyileştirmeler sağlayacak olan Pardus’un 2011 versiyonu da yolda. Kullanıcılarının merakla beklediği sürüm pek çok radikal yeniliği içinde barındırıyor. Yine ücretsiz, açık kaynaklı sahip olacağız ve özgürce kullanacağız. Windows 95 kullanırken 98′i denedik, kullandık. 98 kullanırken XP’yi denedik, kullandık. XP kullanırken Vista’yı denedik, kullandık. Şimdi bir adım daha atın. Bu da öncekiler gibi sadece bir adım. Tek risk aşık olabilme ihtimaliniz. Pardus’u kullanın. Özgürlük için…