Pencereler ile Elma’nın Kavgası

05 Mart 2011 1 yorum

Elinin tuttuğu, gözünün gördüğü her şeyin patentini almaya çalışan Apple’ın, son olarak da App Store’u markalaştırmak istemesine tepki gösteren firmalar arasına Microsoft da katıldı. Microsoft Ocak ayında bu durum için mahkemeye başvurmuş ve “App Store”un çok geniş bir isim olduğunu ve markalaştırılmaması gerektiğini belirtmişti. Apple ise App Store ifadesinin, Microsoft’un yorumladığı gibi “süper market” anlamında Daha fazlasını oku…

Sistem Ayarları – Masaüstü Efektleri

01 Mart 2011 Yorum bırakın

İşte Kde4 Sistem Ayarları’nın en neşeli kısmı. Tüm sisteminize hareket katmak sizin elinizde. Ateşli, kıpır kıpır bir çalışma ortamı için yapmanız gereken tek şey masaüstü efektlerini etkinleştirmek. Efektler sistemin işlem gücünü epeyce kullandığından kimi kullanıcılar tarafından pek tercih edilmese de gölgeli pencerelerin yarattığı derinlik etkisi, komut verilen pencerelerin işlemleri türlü sevimli hareketlerle gerçekleştirmesi Daha fazlasını oku…

Pardus’ta Sistem Çekmecesi İkonları

25 Şubat 2011 2 yorum

Kde4.5 ile birlikte sistem çekmecesindeki ön tanımlı ikonlar renksiz bir görünüme büründü. Camsı bir etki uyandıran bu görünüm hayli hoş. Ne var ki aynı tarzı benimsemeyen Kmail, Amarok gibi uygulamaların ikonları sistem çekmecesine kendi renkli halleri ile yerleşiyorlar. Hal böyle olunca sistem çekmecesinin görsel bütünlüğü de bozuluyor. Bütünlük sağlanması için Sistem Çekmecesi’ne yerleşen uygulama simgelerinin, Daha fazlasını oku…

Pardus 2011’e Bir Bakış

18 Şubat 2011 Yorum bırakın

Bu inceleme için hayli geç kaldım aslında. Zira 20 Ocak’ta 2011 sürümü yayınlanan, Linux dünyasının en keskin tırnaklı, en sivri dişli, en yırtıcı dağıtımını geç de olsa bir süredir aktif olarak kullanıyorum. Aslında bir açıdan bakınca bu gecikmiş incelemem iyi. Çünkü aceleci ve dolayısıyla ön yargılı bir değerlendirme yapmaktan da sakınmış oldum. 2007.3’ten 2008’e geçtiğimizde çok fazla sarsılmamıştık. Ekran kartlarımızın Daha fazlasını oku…

Üçüncü Köprü Trafiğe Ne Yapar?

15 Şubat 2011 Yorum bırakın

Şu anda saat 19:20. Cankurtaran’da sahil yolundayım. Çalıştığım firmaya ait servis aracının içinde uyumaya çalışıyorum. Uyumam lazım çünkü uyumazsam sürekli küfretmek geliyor içimden. Saat 18:15’te Fındıklı’dan hareket eden aracım 1 saatte gele gele ancak Cankurtaran’a kadar gelebildi. Ülkenin yarısını İstanbul’a taşıyarak bu doğal sonucu bize hediye eden şehir ve ülke yöneticilerine teşekkürü, hürmeti borç bilirim. Allah cezanızı Daha fazlasını oku…